Grip aşınızı zamanında yaptırın

Grip aşınızı zamanında yaptırın

Gribe Karşı Önleminizi Alın
Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor.

İnfluenza virüsünün neden olduğu grip enfeksiyonu hem sağlık, hem de ekonomik açıdan ciddi sorunlara neden olabiliyor. Özellikle yaşlılarda menenjit, kalp zarı iltihabı, zatürree, orta kulak iltihabı gibi komplikasyonlara yol açabilen gripten korunmak için yaşlıların ve kronik sağlık sorunu olan kişilerin özellikle aşılanması öneriliyor. Grip enfeksiyonunun, en hafif seyrinde bile ortalama üç günlük iş gücü kaybına neden olduğu vurgulanıyor.

İnfluenza virüsünün antijenik yapısını sık sık değiştirebildiği belirtilerek, birçok virüse karşı yaşam boyu sadece 1 kez aşılanmak yeterli iken bu virüsün her yıl değişen yeni antijenlerine karşı aşılanmak gerektiğine dikkat çekiliyor.

İnfluenza virüsünün A, B ve C olmak üzere, 3 tipi bulunuyor. İnfluenza A, hem insan hem hayvanlarda hastalık yapabilirken influenza B ve C sadece insanlarda hastalığa neden oluyor. İnfluenza C enfeksiyonu daha hafif seyrediyor ve büyük salgınlara yol açmıyor.
Sağlık Bakanlığı'ndan Bilgi Notu

Sağlık Bakanlığı grip hastalığı ile ilgili olarak illere bilgi notu açıkladı. Risk altındaki kişiler ve sağlık personeline yönelik bu bilgileri aşağıda yayınlıyoruz:

Grip, Influenza adı verilen bir virus tarafından oluşturulan, ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp hastalığı, akciğer hastalığı, böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Bu kadar ciddi tablolara yol açabilen grip, halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır.

Soğuk algınlığı ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahati gerektirmeyen bir hastalıktır ve grip ile kesinlikle karıştırılmamalıdır.

Gribe yol açan Influenza virüsü çok kolay ve hızlı bulaşır. Başlıca bulaşma yolları, öksürük ve hapşırıklar ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalar ile bulaşmadır.
Grip Hastalığının Tedavisi
Grip hastalığının tedavisi, ortaya çıkan belirtilerin tedavisi şeklindedir. Ateşin düşürülmesi, burun akıntısının giderilmesi, halsizlik ve kırgınlığının giderilmesi şeklinde tedavi düzenlenir ve yatak istirahati önerilir.

Gripten korunmanın başlıca yolu vücut direncinin düşmesini engellemekten geçer. Bu nedenle mevsim özelliklerine uygun giyinmeli bol sulu gıdalar, taze sebze ve meyve tüketilmelidir. Hastalar ile yakın temastan, ortak eşya kullanımından kaçınılmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütü, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından, çeşitli gruplar gribin olumsuz etkileri açısından risk grubu olarak tanımlanmaktadır. Sağlık otoriteleri, aşağıdaki gruba giren kişilerin her yıl aşılanmasını `mutlak? önermektedir.

Gribin yaşamsal risk oluşturduğu ve tıbbi açıdan mutlaka aşılanması önerilenler:

· 65 yaşından büyük kişiler
· Şeker hastaları (diyabet)
· Astım hastaları
· Kronik akciğer hastaları (Bronşit vb.)
· Kronik kalp ve damar sistemi hastaları (koroner arter hastaları)
· Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı `hemoglobinopati- olanlar, kanser hastalı, immunsupresif kullananlar)
· Huzurevi, bakımevi vb ortamlarda yaşayanlar

Bazı kişilerin grip aşısı olmamaları gerekir. Bunlar:
· 6 aydan küçük bebekler
· Yumurtaya karşı anafilaktik tarzda allerjisi olanlar (yumurta yediğinde allerjik şoka girenler).
· Hamileliğin ilk 3 ayı içinde olan bayanlar (ancak doktor tarafından kesin gerekli olduğu tespit edilirse grip aşısı olabilirler)

Grip aşısı, Dünya Sağlık Örgütü'nün koordinasyonu ile bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi sonucu geliştirilmekte ve aşının tipi de bu uygulamaya bağlı olarak her yıl değişmektedir. Grip aşısı, vücutta 1-2 hafta içinde koruyucu düzeye erişir. Eğer aşı, içerdiği virüs tipleri, salgınlara neden olan virüs tipine benzerse(!), sağlıklı erişkinlerde yaklaşık % 70 oranında etkilidir. Yukarıda saydığımız riskli grupta ise, hastalıktan koruma oranı % 50`ye düşmektedir.

İşte bu nedenden dolayı Grip Aşısı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sadece risk taşıyan kişiler ve temaslıları için önerilmektedir!


Influenza
İnsanlarda salgınlara neden olan iki tip Influenza virüsü bulunmaktadır, Influenza A ve B. Influenza A virüsü, taşıdığı Hemaglutinin ve Neuroaminidase yüzey antijenleri temelinde farklı alt tiplere ayrılırlar. Influenza B virüsü ise alt tiplere ayrılmaz. 1977 yılından bu yana, Influenza A(H1N1), Influenza A(H3N2) ve Influenza B virüsleri global olarak sirküle olmaktadır. 2001 yılında, Influenza A(H1N2) virüsü, Influenza A(H1N1), Influenza A(H3N2)'nin genetik karışımından ortaya çıkmış ve global sirkülasyona başlamıştır. Yeni Influenza virüs tipleri, sık antijenik değişim, genetik mutasyon ve viral replikasyonlar sonucu ortaya çıkarlar. Ayrıca, sık antijenik varyant gelişimi mevsimsel epidemiler için virolojik taban hazırlar.

Kişinin yüzey antijenlerine immünitesi, hastalığın görülmesi veya şiddeti ile birebir ilgilidir. Influenza virüslerinin subtiplerinden herhangi bir tipine karşı elde edilen bağışıklık spesifik bir durum olup, diğer tiplere karşı bağışıklık geliştirmez.


1. Influenzanın klinik bulgu ve semptomları;
Influenza virüsleri, enfekte kişinin solunum yolu sekresyonları ile kişiden kişiye yayılır. İnkübasyon periyodu 1-4 gündür. Erişkinler, belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden, belirtilerin ortaya çıkmasından sonra 5. güne kadar bulaştırıcıdır. Çocuklarda bulaştırıcılık 10 günden daha fazla olabilir. Komplikasyonla seyretmeyen grip, ateş, kas ve baş ağrısı, şiddetli halsizlik, öksürük, boğaz ağrısı ve rinit ile karakterizedir. Çocuklarda bunlarla birlikte, bulantı, kusma ve otitis media görülebilmektedir. İnfluenzayı, bu semptomları göz önüne alarak, solunum yolu hastalıklarına neden olan diğer patojenlerden ayırmak zordur.

Yayınlanmış bazı çalışmalarda ateş ve öksürük gibi semptomların viral kültür ile karşılaştırılarak duyarlılık ve seçiciliği incelenmiş ve duyarlılık %63`ten %78'e, seçicilik %55'den %71'e değişen oranlarda tespit edimiştir. Ancak klinik tanımlamanın sensitivitesi ve prediktif değerleri, ülkedeki sürveyans seviyesine ve diğer solunum yolu patojenlerinin sirkülasyon derecesine bağlı olarak değişebilir.

Influenza, belirli bir süre sonunda hastaların büyük bir çoğunluğunda sonlanır. Bununla beraber, öksürük ve halsizlik 2 haftadan daha uzun süre devam edebilir. Bazı kişilerde grip hastalığı, mevcut olan bir sağlık sorununu alevlendirebilir, Sekonder Bakteriyel Pnömoni veya Primer Influenza Viral Pnömonisine neden olabilir. Küçük çocuklarda Influenza enfeksiyonu, bakteriyel sepsisi taklit eder nitelikte bulgular gösterebilir.


2. Influenza nedenli ölüm ve hospitalizasyon;
Influenzaya bağlı ölüm, hospitalizasyon ve komplikasyon riski, sağlıklı erişkinlere göre, 65 yaşından büyüklerde, küçük çocuklarda ve komplikasyon görülme riskini artıran sağlık sorunu olanlarda daha fazladır. A.B.D.'de 1969 yılından 1995 yılına kadar olan Influenza epidemilerinin her birinde 16.000'den 220.000'e değişen sayılarda Influenza ilişkili hospitalizasyon olduğu tahmin edilmektedir.

Influenzaya bağlı ölümler, pnömoni, kardiopulmoner bir tablo veya diğer kronik hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.


3. Influenza kontrolünde seçenekler;
Influenzanın kontrolünde temel seçenek, inaktive aşı ile immunoproflaksinin sağlanmasıdır. Her yıl virüs sirkülasyonunun arttığı dönem öncesinde yüksek riskli kişilerin aşılanması, yüksek oranda etki sağlayacaktır. Yüksek riskli kişilerle temas halinde olan kişilerin ve sağlık personellerinin aşılanması, Influenza transmisyonunu ve Influenza ilişkili komplikasyonları azaltabilir. Influenzanın antiviral ilaç kullanarak tedavisi, aşılamaya ek olarak kullanılabilir, ancak hiçbir zaman aşılamanın yerine kullanılabilecek bir seçenek değildir.

4. İnaktive Influenza aşısının içeriği;
Influenza aşısı, hemaglutinin antijenine göre standardize edilir ve gelecek yıl sirkülasyonu beklenen Influenza virüslerine göre hazırlanır. Üreticisine göre miktarı ve cinsi değişmekle birlikte, aşının içeriğinde bakteriyel kontaminasyonu önleyici olarak antibiyotik bulunmaktadır. Ayrıca aşının hazırlanması aşamasında koruyucu olarak thimerosal kullanılmaktadır. Thimerosal 1930`lardan bu yana aşı üretiminde kullanılan bir madde olup, insan sağlığına zararlı bir etkisi gösterilmemiştir.

2004-2005 sezonu için hazırlanan trivalan inaktive influenza aşısı A/Fujian/411/2002 (H3N2)-like, A/New Caledonia/20/99 (H1N1)-like ve B/Shangai/361/2002-like antijenlerini içerecektir. Üreticiler, A/Fujian/411/2002 (H3N2)-like antijen için, antijenik olarak eşit olan A/Wyoming/3/2003 (H3N2) virüsünü kullanacaklardır. B/Shangai/361/2002-like antijeni için üreticiler ya B/Jilin/20/2003, veya antijenik olarak eşit olan B/Jiangsu/10/2003 virüsünü kullanacaklardır.


5. İnaktive Influenza aşısının etkisi;
Influenza aşısının etkisi primer olarak yaşa, immun sisteme ve aşı ile dolaşımdaki virüs tiplerinin birbirleri ile benzerliğine bağlıdır. Aşılı çocuk ve genç erişkinlerin hemen hemen tamamında yüksek antikor titresi gelişmektedir. Bu antikor titresi aşı içeriğindeki virüs ile benzer olan virüslerin neden olduğu hastalığa karşı koruyuculuk sağlamaktadır.

5.1. 65 yaşın altındaki sağlıklı erişkinlerde aşılama yapıldığında, dolaşımdaki virüsün aşı içindeki virüsle benzer olması halinde % 70-90 oranında koruma elde edilir.

5.2. Çocuklarda, 6 aylıktan itibaren Influenza aşısı yapıldığında koruyucu düzeyde antikor elde edilmektedir. Buna rağmen, özellikle Influenza ilişkili komplikasyon riski yüksek olan çocuklarda, sağlıklı çocuklara göre antikor cevabı daha düşük olabilir. Yapılan farklı çalışmalarda Influenza aşısının, Influenza kaynaklı solunum yolu hastalıklarına karşı %77?91 oranında etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca 1-5, 6-10, 11-15 yaş gruplarında % 44'den %81'e değişen oranlarda serokonversiyon geliştiği bulunmuştur.

5.3. 65 yaş ve üzerindeki kişilerde, özellikle bir kronik hastalık söz konusu ise, sağlıklı genç erişkinlere göre daha düşük seviyede aşılama sonrası antikor titresi elde edilebilir. Influenza aşısı, 65 yaş ve üzerinde olan kişilerde sekoner komplikasyonları önlemede, Influenza ilişkili ölüm ve hospitalizasyon riskini düşürmede etkili olabilir. Yapılan bazı araştırmalarda, yaşlı bakımevlerinde kalan kişiler arasında Influenza ilişkili pnömoni önlemede %30-70 oranında etkili olduğu bildirilmiştir. Aynı grup üzerinde yapılan çalışmalarda, aşının ölüm riskini % 80 azalttığı, ancak hastalığa yakalanma riskini %30-40 oranında azalttığı görülmüştür.

6. Influenza aşılamaları için hedef gruplar;
6.1. Komplikasyonlar için riskli olan kişiler mutlaka aşılanmalıdırlar :

· 65 yaş ve üzerindeki kişiler
· Yaşlı bakımevleri ve huzurevlerinde kalan kişiler
· Astım dahil kronik pulmoner ve kardiyovasküler sistem hastalığı olan erişkin ve çocuklar
· Diabetes Mellitüs dahil herhangi bir kronik metobolik hastalığı, renal disfonksiyonu, hemoglobinopatisi veya immunosupresif olan erişkin ve çocuklar
· 6 ay ? 18 yaş arasında olan ve uzun süreli Aspirin tedavisi alan çocuk ve adölesanlar

6.2. 50-64 yaş arasındaki kişiler; aşılanmaları önerilmektedir. Bu gruptaki kişilerin sağlıklarının bozulma riski, diğer genç yaş gruplarına göre daha fazladır. Ayrıca bu grupta olup, risk taşımayan kişilerin aşılanması ile yüksek etkinlik elde edilmekte, etkinliğin yanı sıra hastaneye başvuru, antibiyotik kullanımı ve işgücü kaybı azalmaktadır.

6.3. Komplikasyonlar yönünden yüksek riskli kişilere Influenza bulaştırabilecek kişiler; yüksek riskli kişilerin ev içi temaslıları ve bu kişilere hizmet verenlerden kaynaklanan Influenza bulaşmasının azaltılması, yüksek riskli kişilerin Influenza ilişkili ölümlerini azaltabilir. Bu bakış açısı ile aşağıda belirtilen grupların aşılanması tavsiye edilmektedir:

· Doktor, hemşire ve hasta ile temasta olabilecek bütün sağlık çalışanları
· Huzurevleri ve kronik hastalıklara yönelik hizmet veren yerlerde çalışanlar
· Yüksek risk grubundaki kişilere evde bakım sağlayan kişiler
· Yüksek risk taşıyan kişiler ile aynı evde yaşayan kişiler (çocuklar dahil)

7. Özel grupların aşılanmaları ile ilgili ek bilgiler;
7.1. Gebe kadınlar; Gebelik ve Influenza ilişkili ölümler ile ilgili 1918-19 ve 1957-58 salgınlarında bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar, gebeliğin Influenza ilişkili ciddi komplikasyon riskini artırabildiğini göstermektedir. Influenza ilişkili ciddi komplikasyon risk artışından dolayı gebeliğin ilk trimesterinden sonra (Gebeliğin 14. haftasından sonra), Influenza mevsimi boyunca gebelerin aşılanması tavsiye edilmektedir.

7.2. Emziren kadınlar; Influenza aşısı emziren anneyi ve çocuğunu etkilemez. Emzirme, immün sistem üzerinde baskılayıcı bir olay değildir, aynı zamanda aşılama için kontrendikasyon da değildir.


8. Aşılanması önerilmeyen kişiler;
Yumurtaya veya aşının içinde bulunan komponentlerden herhangi birisine karşı alerjik reaksiyonu olduğu bilinen kişilere İnaktive Influenza aşısı uygulanmamalıdır.


9. İnaktive Influenza aşısının uygulanma zamanı;
Hastalık epidemiyolojisi göz önüne alındığında, Ekim ve Kasım ayları aşılama için en uygun zamandır. Özellikle riskli gruplarda olan kişilerin bu dönemde aşılanmalarının sağlanması uygun olacaktır.


10. Dozaj ve uygulama yolu;
Aşı, intramuskuler olarak, 35 aylık ve daha küçüklere 0,25 ml., 3 yaş ve üzerinde 0,5 ml. uygulanır.

11. Yan etkiler ve istenmeyen reaksiyonlar;
Hekimler hastalarına Influenza aşısı uygulamaya karar verdiğinde ve konu ile ilgili hastanın bilgilendirilmesi sırasında aşağıdaki iki hususu özellikle vurgulamalıdır:

1. İnaktive Influenza aşısı non-enfekte ölü Influenza virüsü içerir ve Influenzaya neden olmaz.

2. Mevsimsel özelliklerden dolayı, rastlantısal solunum sistemi hastalıkları, aşılama sonrasında görülebilir ve bunların aşılama ile ilişkisi yoktur.

11.1. Lokal reaksiyonlar; Plasebo kontrollü yapılan çalışmalarda en sık rastlanan lokal reasiyon olarak, aşılama yerinde ağrı ve hassasiyet bildirilmiştir. Aşılamanın ciddi hiçbir lokal reaksiyona neden olduğu gösterilememiştir.

11.2. Sistemik reaksiyonlar; özellikle aşı içeriğindeki virüs antijeni ile daha önce karşılaşmamış olan kişilerde (özellikle genç erişkinler), aşılama sonrasında ateş, halsizlik, kas ağrıları görülebilir. Bu reaksiyon aşılama sonrasındaki 6-12 saat içinde başlayabilir ve 1-2 gün sürebilir. Ayrıca aşı komponentlerinden herhangi birine karşı alerjisi olanlarda hipersensitivite reaksiyonları görülebilir.


Güncelleme Tarihi:26/04/2025
Yayınlama Tarihi:23/09/2004
Okunma Sayısı:11889
Soru sor